This site uses cookies.
Some of these cookies are essential to the operation of the site,
while others help to improve your experience by providing insights into how the site is being used.
For more information, please see the ProZ.com privacy policy.
This person has a SecurePRO™ card. Because this person is not a ProZ.com Plus subscriber, to view his or her SecurePRO™ card you must be a ProZ.com Business member or Plus subscriber.
Affiliations
This person is not affiliated with any business or Blue Board record at ProZ.com.
Turkish to Bulgarian: MODERN BİR OLGU OLARAK SOSYAL SINIFLAR General field: Social Sciences Detailed field: Social Science, Sociology, Ethics, etc.
Source text - Turkish MODERN BİR OLGU OLARAK SOSYAL SINIFLAR
Şakir BERBER*
GİRİŞ
Sınıf, bir toplum içinde bireyler veya gruplar arasında var olan hiyerarşik farklılıklardır. “Sosyal sınıf” terimi genellikle “sınıf” teriminin eş anlamlısı olarak kullanılmaktadır. Sınıf aynı zamanda bir sınıf sistemi veya sosyal tabakalaşma siste-mi içinde belirli bir pozisyon anlamına gelmektedir. Sınıf sistemleri ve sosyal taba-kalaşma toplumsal yapıda göz ardı edilemeyecek bir önem içermektedir.
Sosyal sınıflar ve sosyal tabakalaşmalar öteden beri toplumların ve toplum-sal yapıların oluşmasında en etkin rollerden birini oynamıştır. Sosyal sınıf ve sosyal tabakalaşmaları inceleyebilmenin en iyi yollarından bir tanesi de sosyal yapı analizi yapmaktır. Çünkü sosyal sınıf ve tabakalaşmalar, sosyal yapının kesitlerinden bir tanesi olarak kabul edilmektedirler. Tabakalaşma; eşit olmayan sosyal etki ve hayat şanslarına sahip insan katmanlarında toplumun bölünmesidir. Her düzeyde insanlar üç tabakalaşma boyutunun farklı şekillerde onlara verdiği sosyal statülere sahiptirler. Bu boyutları; zenginlik, güç ve prestij olarak sıralayabiliriz.
• Yrd.Doç.Dr., S.Ü. Eğitim Fakültesi, Öğretim Üyesi.
Geçmişten günümüze sosyal sınıflar ve sosyal tabakalaşma kavramları san-ki aynı realiteye denk düşüyormuş gibi algılanmıştır. Bu anlayışın sanayileşmeye diğer bir deyişle modern dönemlere kadar devam ettiğini söylemek mümkündür. Çünkü sosyal sınıflar sanayileşmeyle birlikte, tarihteki tüm sosyal tabakalaşma tarz-larından farklı olarak ortaya çıkmıştır. Köy tipi yapıdan şehir tipi bir yapıya geçişle birlikte toplumsal değerler komşuluk, akrabalık olmaktan çıkmış, daha çok sosyal sınıf, tüketim biçimi, oturulan mekan, gelir, meslek v.b. gibi değerler etkin hale gelmiştir.
Sanayileşme ile birlikte sosyal sınıfların, sosyal tabakalaşmalardan ayırt e-dilmesi ve sosyal sınıfların modern dönemlere bu denli damga vurmasının iki sebe-bi olduğu düşünülebilir. Bunlardan ilki evrensel, diğeri ise yerel özelliklerdir. Evren-sellikten kasıt tüm dünyada işbölümü ve uzmanlaşmaya paralel olarak tek bir faali-yet alanı olan mesleklerin bağımsız birer meslek alanı haline gelmesi iken; yerellik-ten kasıt ise her toplumun kendine özgü sosyo-kültürel yapısıdır. Sosyal sınıfların, sosyal tabakalaşmalara daha ekonomik ve kültürel temelli olduğu düşünülebilir.
Sosyal Yapı ve Katmanlaşma Türleri
Sosyal tabakalaşma bütün sosyolojik çalışmalarda temel ilgi olmuştur; çün-kü, sosyal tabakalaşma, sosyal yapının temel boyutlarında biridir. Tabakalaşmanın geçmişten günümüze bütün toplumlarda var olduğu açık bir gerçektir. Çünkü top-lumların temelinde bir katmanlaşma vardır. Bu katmanlaşmanın, toplumun genel olarak yöneten ve yönetilen diye ikiye ayrılmasına sebebiyet verdiği doğrudur; An-cak tabakalaşmanın salt toplumun yöneten ve yönetilen diye ikiye ayrılması olgusu-na indirgenemeyeceği de o kadar doğrudur. Çünkü genel olarak farklı toplumlarda farklı tabakalaşma tipleri meydana gelmiştir. Bu da her toplumun ya da toplumsal aşamanın kendi yapısı ile ilgili olarak ortaya çıkmıştır.
Sosyal yapının ortaya çıkışı diğer fiziki, somut olarak insan eli ile inşaa edilen yapılardan temelden farklıdır. Sosyal yapı ile diğer yapılar arasındaki en temel farklılık, ikincisine nazaran birincisini meydana getiren unsurların, o unsurlardan ya da öğelerden daha fazla anlam ifade etmesidir. Diğer yapılardan farklı olarak sosyal yapının içeriğini tetkik etmek oldukça güç; ancak imkansız değildir. Sosyal yapıyı en iyi inceleme yolu bir model oluşturmaktır. Seçeceğimiz modelin sosyal yapıyı tamamen karşılamayacağını biliyoruz. Bu modelimizin içeriği sosyal yapının bütünlü-ğünü kaybetmeden; Onu parçalara ayırarak incelemek ve incelenen parçaların bü-tün ile bağlantısını kurmaktır. Söz konusu modeli açıklamadan önce sosyal yapıyı ele alan çeşitli yaklaşımları ele almak gerekmektedir.
Yapısal fonksiyonalistler'e göre yapı 4 öğeden oluşmaktadır. Bunlardan en temelde bulunan çevre üzerinde nesnel-dışsal gerçekliği yaşayacak olan, onu norm-sal alanda yaşatacak olan bir topluluğa ihtiyaç vardır, ve bu ikinci öğeye aktörler denir. Sosyal yapının asıl meydana gelmesini sağlayan faktör statüleşmedir. Çünkü statüleşme tabakalaşmanın oluştuğu ve ayrıcalıklı kesimin üstün konumda bulundu-ğu bir yapılanmadır. Sosyal yapının dördüncü ve son öğesi olan organizasyon ile birlikte yukarıda bahsedilen katmanlaşma daha da derinleşmeye başlar. Çünkü organizasyon yetkisine sahip olanlar, statüleşme aşamasında şu veya bu şekilde belli bir ayrıcalığa sahip olanlardır. Elde ettikleri bu ayrıcalıklar sayesinde toplumda belli bir pozisyona gelirler ve bu sayede güç, prestij, konum, mevkii, statü, iktidar elde ederler. Geçmişten günümüze sosyal sınıflar ve sosyal tabakalaşma kavramları sanki aynı realiteye denk düşüyormuş gibi algılanmıştır. Bu anlayışın sanayileşmeye diğer bir deyişle modern dönemlere kadar devam ettiğini söylemek mümkündür. Çünkü sosyal sınıflar sanayileşmeyle birlikte, tarihteki tüm sosyal tabakalaşma tarz-larından farklı olarak ortaya çıkmıştır. Köy tipi yapıdan şehir tipi bir yapıya geçişle birlikte toplumsal değerler komşuluk, akrabalık olmaktan çıkmış, daha çok sosyal sınıf, tüketim biçimi, oturulan mekan, gelir, meslek v.b. gibi değerler etkin hale gelmiştir.
Sanayileşme ile birlikte sosyal sınıfların, sosyal tabakalaşmalardan ayırt e-dilmesi ve sosyal sınıfların modern dönemlere bu denli damga vurmasının iki sebe-bi olduğu düşünülebilir. Bunlardan ilki evrensel, diğeri ise yerel özelliklerdir. Evren-sellikten kasıt tüm dünyada işbölümü ve uzmanlaşmaya paralel olarak tek bir faali-yet alanı olan mesleklerin bağımsız birer meslek alanı haline gelmesi iken; yerellik-ten kasıt ise her toplumun kendine özgü sosyo-kültürel yapısıdır. Sosyal sınıfların, sosyal tabakalaşmalara daha ekonomik ve kültürel temelli olduğu düşünülebilir.
Sosyal Yapı ve Katmanlaşma Türleri
Sosyal tabakalaşma bütün sosyolojik çalışmalarda temel ilgi olmuştur; çün-kü, sosyal tabakalaşma, sosyal yapının temel boyutlarında biridir. Tabakalaşmanın geçmişten günümüze bütün toplumlarda var olduğu açık bir gerçektir. Çünkü top-lumların temelinde bir katmanlaşma vardır. Bu katmanlaşmanın, toplumun genel olarak yöneten ve yönetilen diye ikiye ayrılmasına sebebiyet verdiği doğrudur; An-cak tabakalaşmanın salt toplumun yöneten ve yönetilen diye ikiye ayrılması olgusu-na indirgenemeyeceği de o kadar doğrudur. Çünkü genel olarak farklı toplumlarda farklı tabakalaşma tipleri meydana gelmiştir. Bu da her toplumun ya da toplumsal aşamanın kendi yapısı ile ilgili olarak ortaya çıkmıştır.
Sosyal yapının ortaya çıkışı diğer fiziki, somut olarak insan eli ile inşaa edi-len yapılardan temelden farklıdır. Sosyal yapı ile diğer yapılar arasındaki en temel farklılık, ikincisine nazaran birincisini meydana getiren unsurların, o unsurlardan ya da öğelerden daha fazla anlam ifade etmesidir. Diğer yapılardan farklı olarak sosyal yapının içeriğini tetkik etmek oldukça güç; ancak imkansız değildir. Sosyal yapıyı en iyi inceleme yolu bir model oluşturmaktır. Seçeceğimiz modelin sosyal yapıyı ta-mamen karşılamayacağını biliyoruz. Bu modelimizin içeriği sosyal yapının bütünlü-ğünü kaybetmeden; Onu parçalara ayırarak incelemek ve incelenen parçaların bü-tün ile bağlantısını kurmaktır. Söz konusu modeli açıklamadan önce sosyal yapıyı ele alan çeşitli yaklaşımları ele almak gerekmektedir.
Yapısal fonksiyonalistler'e göre yapı 4 öğeden oluşmaktadır. Bunlardan en temelde bulunan çevre üzerinde nesnel-dışsal gerçekliği yaşayacak olan, onu norm-sal alanda yaşatacak olan bir topluluğa ihtiyaç vardır, ve bu ikinci öğeye aktörler denir. Sosyal yapının asıl meydana gelmesini sağlayan faktör statüleşmedir. Çünkü statüleşme tabakalaşmanın oluştuğu ve ayrıcalıklı kesimin üstün konumda bulunduğu bir yapılanmadır. Sosyal yapının dördüncü ve son öğesi olan organizasyon ile birlikte yukarıda bahsedilen katmanlaşma daha da derinleşmeye başlar. Çünkü organizasyon yetkisine sahip olanlar, statüleşme aşamasında şu veya bu şekilde belli bir ayrıcalığa sahip olanlardır. Elde ettikleri bu ayrıcalıklar sayesinde toplumda belli bir pozisyona gelirler ve bu sayede güç, prestij, konum, mevkii, statü, iktidar elde ederler. Fakat sosyal yapının parçaları birbirinden bağımsız değildir. Söz konusu öğeler birbirleriyle irtibatlı bir şekilde işleyerek sosyal yapının vücuda gelmesini sağlar. Radcliffe-Brown ise sosyal yapıdan bireyle irtibatlı, fakat bireyin insiyatifinin dışında gelişen bir gerçeklik alanı olarak bahsetmektedir. Sosyal yapıya diğer bir yaklaşımda Bilgiseven’e aittir. Buna göre sosyal yapı fiziki-kültürel, sosyal tabakalaşma, sosyal münasebetler şeklinde kategorik olarak ayrılmıştır. Bu yaklaşıma ilk bakışta daha önceden ele aldığımız yapı-sal-işlevselcilerin yapıyı ele alış tarzına benzemektedir. Ancak onlardan farklı olarak sosyal yapının inşa edilmesinde bireylerin, grupların, kurumların ve teşkilatarın katkısını gözardı etmemesi bakımından daha kapsamlıdır. Ayrıca Kurtkan'ın sosyal yapı analizlerinde en çok önem verdiği öğe sosyal tabakalaşmadır. Üçüncü öğe olan sosyal münasebetler onun yaklaşımının, yapısal işlevsel-cilerden ayrıldığı en temel nokta olsa gerektir. Çünkü yapısal-işlevselcilik, nesnel-dışsal gerçekliği ön planda tutarak, bireyi ve bireysel inisiyatifi göz önünde bulun-durmaktadır.
Sosyal yapının muhtevasına baktığımızda, ilk önce onun öğelerini görürüz. Bu öğelerden bir tanesinin de sosyal tabakalaşma olduğuna hiç şüphe yoktur. Ancak sosyal tabakalaşma araştırmalarının sosyal yapıyı, onun muhtevasını, işleyişini dikkate almadan ya da ona yeteri kadar önem vermeden, yapılmasının sağlıklı bir inceleme olmayacağı düşünülebilir.
Sosyal tabakalaşma olgusunu sadece siyasi anlamda bir yönetici kesimle sınırlı olarak ele almak, sosyolojik perspektifi yakalamamızı engelleyecektir. Bunun yanı sıra sokaktaki adamla yani geniş halk kitleleri ile de alakalı olarak ele almak gerekir. Avrupa’nın salt siyasi seçkinler istediği için stand yapısında sosyal sınıflar tarzı bir sosyal tabakalaşmaya geçtiğini düşünmek doğru bir yaklaşımı yansıtmaktan oldukça uzaktır. Çünkü Avrupa’daki sosyal değişmeler söz konusu sosyal tabakalaşmanın sosyal sınıf haline gelmesine sebebiyet vermiştir. Sosyal tabakalaş-ma sosyal farklılığa bağlıdır. Sosyal farklılık bir toplumun zaman içerisinde uzmanlaşma sürecidir. İnsanlar en eski zamanlarından beri, işlevlerin bölünmesinin daha büyük bir sosyal verimliliğe yol açtığını görmüşlerdir. Her toplumda statüler ve roller farklılaşırlar. Bu durum insanların sosyal yapı içinde dağıldıklarını gösterir ve çeşitli statüler rollerin yardımıyla içlerini doldurur. Sosyal yapıyı oluşturan statülerin farklılaşmasına rağmen, statüler kendi içlerinde bir hiyerarşi ile sıralanırlar. Sosyal farklılık sosyal sıralanma için bir başlangıç noktasıdır. Ne zaman sosyal tabakalaşma ile karşılaşılırsa sosyal farklılaşma ortaya çıkar. Sosyal farklılaşma sosyal tabakalaşmayı anlamak için bilinmesi gereken bir değişkendir.
Geçmişten günümüze katmanlaşma türleri incelendiğinde, söz konusu katmanlaşma türlerinin o toplumların sosyal yapılarından bağımsız olmadığı görüle-cektir. Bu sosyal yapılarda sosyal tabakalaşma ile birlikte sosyal farklılık ve sosyal sınıflar karşımıza çıkar. Bu değişkenleri daha iyi anlamak için tabakalaşmanın tarih-sel gelişimi önemlidir. Genellikle tabakalaşma çalışmalarında kullanıldığı üzere kat-manlaşma türlerini sırasıyla kast, stand ve sosyal sınıflar olarak inceleyebileceğiz.
Hindistan’daki bu katı tabakalaşma daha çok doğuştan atfedilen özelliklerle belirlenmektedir. Diğer bir değişle kastlar modern dönemlerdeki sosyal sınıflardan oldukça farklıdır. Kast tipi sosyal tabakalaşma tarzında, doğuştan atfedilen statüler, az geçirgenlik, ve az sosyal hareketlilik vardır.
Stand tipi sosyal tabakalaşma tarzı, diğer sosyal tabakalaşma tarzları olan kast ve sosyal sınıflar arasında yer almaktadır. Stand tipi sosyal tabakalaşma tarzının içeriğine ilişkin pek çok yaklaşım mevcut olmakla birlikte: onu 3 bölüme ayırabilmekteyiz. Temel olarak bu iki stand ayrıcalıklar elde edenler, yönetici seçkinler; Diğerleri ise hiçbir ayrıcalığa sahip olmayanlardır. Bunlardan ilk ikisi ruhbanlar ve soylular; Üçüncüsü ise serfler olarak düşünülebilir. Ruhbanlar ve soylular yönetici bir kesim olarak Avrupa’nın toplumsal yapısına yıllarca damgasını vurmuşlardır. Sosyal hareketliliğin ruhbanlarda, soylulardan daha çok olduğu söylenebilir. Soylular güç, prestij, iktidar, ekonomik üstünlük, mevkii, statü kriterine göre kendi içlerinde de katı bir hiyerarşiye sahipken; ruhbanlar standı içerisindeki hiyerarşi biraz daha yumuşaktır. Yukarıda anlatılan örneklerde, var olan sınıfların tabakalaşma tecrübeleri ve bunların yönleri üzerinde durulmuştur.
Kemerlioğlu feodal toplumun son aşamalarında dikkati çeken ve yeni olu-şan bir standdan söz etmektedir ki bu standın adı ise esnaf ve zanaatkarlar standı-dır. Söz konusu stand sosyal sınıf tarzı bir sosyal tabakalaşmaya geçilmesini sağla-yan en önemli faktörlerden bir tanesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu standı lonca teşkilatı olarak ortaya koyarsak feodalitenin yaygın olduğu dönemlerde bu teşkilat belli bir zümrenin etkinliklerini üzerine almıştır. Fakat feodalitenin etkinliğinin azalmasıyla bu grupların sıkı yapıları yerlerini daha tolerans sahibi yapılara bırakmış-tır.
“Bu standın gelişip yaygınlaşma döneminde feodal tabakalaşma düzeni ol-dukça yumuşamış ve tarihteki sosyal tabakalaşma tarzlarını oldukça esnekleştirmiş-tir. Çünkü bu sistemin çözülüp ortadan kalkmaya yönelmesinde en büyük payı bulunan burjuva sınıfının nüvesini bu stand oluşturmuştur”.
Sosyologlar sosyal sınıfı, bir toplumda hemen hemen aynı zenginlik, statü ve gücü paylaşan bir grup veya kategori olarak tanımlarlar. Bu sınıflar yukarıdan aşağıya olan belirli bir sıra olarak ayarlanmış ve sosyal tabakalaşma sistemi oluştur-muştur. Bu sistemde bireyin yeri önemlidir, çünkü sosyal tabakalaşma düzeni insan-ların nasıl yaşadığını ve ötekiler tarafından nasıl algılandığını ve davranıldığını belir-ler. Sosyal sınıf kavramı bazı teorisyenler tarafından ayrıntılı olarak tartışılmıştır. Bu teorisyenlerden biri de Karl Marx’tır.
Marx, insanların üretim gelirleriyle ilişkilerinin temeline göre sosyal sınıflara ayrıldıklarını söylemektedir. Bu gelirler; toprak, zenginlik ve diğer somut eşyalardır. Bu üretim gelirlerine sahip olan ve bunları kontrol edenler, üretilen artık değeri tekelleştirme eğilimindedir. Feodalizmde bu üretim gelirleri derebeylerinin elindeydi ve onlar tarafından kontrol edilmekteydi. Serfler belirli bölgelerde çalışıp belirli bölgelerde yaşamaktaydılar.
Bu sistem zamanla kapitalizmin yükselişine ve endüstrileşmeye yol açtı. Toplumun alttaki üyeleri, emeklerini; yaşayabilmek için uygun ücretlerle fabrika sahiplerine sattılar. Marx’a göre toplumların dinamiklerini anlamak için sömürme-nin sınıf yapısına katıldığını görmek lazımdı. Marx’ta sosyal sınıf üretim gelirlerine
oldukça farklıdır. Kast tipi sosyal tabakalaşma tarzında, doğuştan atfedilen statüler, az geçirgenlik, ve az sosyal hareketlilik vardır.
Stand tipi sosyal tabakalaşma tarzı, diğer sosyal tabakalaşma tarzları olan kast ve sosyal sınıflar arasında yer almaktadır. Stand tipi sosyal tabakalaşma tarzının içeriğine ilişkin pek çok yaklaşım mevcut olmakla birlikte: onu 3 bölüme ayırabil-mekteyiz. Temel olarak bu iki stand ayrıcalıklar elde edenler, yönetici seçkinler; Diğerleri ise hiçbir ayrıcalığa sahip olmayanlardır. Bunlardan ilk ikisi ruhbanlar ve soylular; Üçüncüsü ise serfler olarak düşünülebilir. Ruhbanlar ve soylular yönetici bir kesim olarak Avrupa’nın toplumsal yapısına yıllarca damgasını vurmuşlardır. Sosyal hareketliliğin ruhbanlarda, soylulardan daha çok olduğu söylenebilir. Soylular güç, prestij, iktidar, ekonomik üstünlük, mevkii, statü kriterine göre kendi içlerinde de katı bir hiyerarşiye sahipken; ruhbanlar standı içerisindeki hiyerarşi biraz daha yumuşaktır. Yukarıda anlatılan örneklerde, var olan sınıfların tabakalaşma tecrübeleri ve bunların yönleri üzerinde durulmuştur.
Kemerlioğlu feodal toplumun son aşamalarında dikkati çeken ve yeni olu-şan bir standdan söz etmektedir ki bu standın adı ise esnaf ve zanaatkarlar standıdır. Söz konusu stand sosyal sınıf tarzı bir sosyal tabakalaşmaya geçilmesini sağla-yan en önemli faktörlerden bir tanesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu standı lonca teşkilatı olarak ortaya koyarsak feodalitenin yaygın olduğu dönemlerde bu teşkilat belli bir zümrenin etkinliklerini üzerine almıştır. Fakat feodalitenin etkinliğinin azalmasıyla bu grupların sıkı yapıları yerlerini daha tolerans sahibi yapılara bırakmış-tır.
“Bu standın gelişip yaygınlaşma döneminde feodal tabakalaşma düzeni ol-dukça yumuşamış ve tarihteki sosyal tabakalaşma tarzlarını oldukça esnekleştirmiş-tir. Çünkü bu sistemin çözülüp ortadan kalkmaya yönelmesinde en büyük payı bulunan burjuva sınıfının nüvesini bu stand oluşturmuştur”.
Sosyologlar sosyal sınıfı, bir toplumda hemen hemen aynı zenginlik, statü ve gücü paylaşan bir grup veya kategori olarak tanımlarlar. Bu sınıflar yukarıdan aşağıya olan belirli bir sıra olarak ayarlanmış ve sosyal tabakalaşma sistemi oluştur-muştur. Bu sistemde bireyin yeri önemlidir, çünkü sosyal tabakalaşma düzeni insan-ların nasıl yaşadığını ve ötekiler tarafından nasıl algılandığını ve davranıldığını belir-ler. Sosyal sınıf kavramı bazı teorisyenler tarafından ayrıntılı olarak tartışılmıştır. Bu teorisyenlerden biri de Karl Marx’tır.
Marx, insanların üretim gelirleriyle ilişkilerinin temeline göre sosyal sınıflara ayrıldıklarını söylemektedir. Bu gelirler; toprak, zenginlik ve diğer somut eşyalardır. Bu üretim gelirlerine sahip olan ve bunları kontrol edenler, üretilen artık değeri tekelleştirme eğilimindedir. Feodalizmde bu üretim gelirleri derebeylerinin elindeydi ve onlar tarafından kontrol edilmekteydi. Serfler belirli bölgelerde çalışıp belirli bölgelerde yaşamaktaydılar.
Bu sistem zamanla kapitalizmin yükselişine ve endüstrileşmeye yol açtı. Toplumun alttaki üyeleri, emeklerini; yaşayabilmek için uygun ücretlerle fabrika sahiplerine sattılar. Marx’a göre toplumların dinamiklerini anlamak için sömürme-nin sınıf yapısına katıldığını görmek lazımdı.
Hizmetlere ve eşyalara ulaşma düzeyi kişinin sınıf durumunu belirlemekteydi. Sınıf yapısını, iki grup oluşturuyordu, bir sınıf üretim gelirlerine sahipken diğeri bunlara sahip değildi. Aslında Marx’ın tartıştığı; bireylerin bir sınıf oluşturabilmek için diğer sınıfla çatışma içine girdiğiydi. Sosyal sınıflar, geçmişten günümüze gelişen ve 20. Yüzyılda en üst noktasına varan bir sosyal tabakalaşma tarzıdır. Sosyal sınıflar muhtevası gereği tanımlanması ve net olarak ele alınması zor olan kavramlardan bir tanesidir. Onu, üyelerinin karşılıklı olarak davranışça birbirlerine bağlanmaları ve ortak ideolojilerinin olması bakımından kısmen grup; Mekanda dağınıklık arz etmesi bakımından kısmen kategori olarak görülebilirler; Fakat ne salt bir kategori ne de salt bir grup olarak ele alınamazlar.
Sosyal sınıflar modern dönemlerin bir sosyal tabakalaşma tarzı olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal fenomeni realitedeki karışıklığı nedeniyle çok muğlak olduğu için sosyal tabakalaşmadan bağımsız olarak incelenmesi neredeyse imkan-sızdır. Çünkü sosyal sınıfların, diğer sosyal tabakalaşma tarzlarından en önemli farklılığı kendi içlerinde kesin çizgilerle ayrılmamaları ve yine kendi içlerinde bir bütünlük arz etmemeleridir. Sosyal sınıflar toplumlar içinde yapı olarak farklılıklar gösterse de temelde ortak olan özellikleri vardır. Bu özellikler göz önünde bulundurularak temel bir sınıf yapısı oluşturulabilir. Bu yapıda beş adet sınıf olduğu söyle-nebilir.
1) Üst Sınıf: Büyük zenginliğe ve otoriteye sahip aileleri içerir. Bunlar eski ve köklü aileler olup büyük şirketlere ve taşınmazlara sahiptirler.
2) Birleşmiş Sınıf: bu sınıfı büyük şirketlerde ve devlet kademesinde büyük bürokratik gücü olanlar oluşturur. Genelde bu şirketlerin sahipleri değildirler. Bu insanlar, ya yöneticidirler ya da yönetim kurulunda üyedirler. Birleşmiş sınıfın büyümesiyle üst sınıfta küçülmeler görülmüştür.
3) Orta Sınıf: Göreli olarak daha az malı olan fakat işleri sayesinde biraz yüksek gelir, prestij ve otoriteleri olan sınıftır.orta sınıf; üst orta ve alt orta olmak üzere ikiye ayrılır.
4) İşçi sınıfı: hiç malı olmayan veya biraz malı olan sınıf-tır. İşleri onlara ya orta alt gelir, prestij verir ya da bunların hiç birini vermez. İşçi sınıfını kol gücünü kullanan bireyler oluşturur.
5) Alt Sınıf: Hiçbir malı, işi ve geliri olmayan sınıftır. Oto-ritesi ve prestiji yoktur. Başka bir deyişle “yoksul”dur.
Sonuç
Sosyal sınıfların, tarihteki pek çok sosyal tabakalaşma tarzlarından kökten farklı bir karakter arz ettiği görülmektedir. Çünkü sosyal sınıflar evrensellik, yerellik gibi kriterlerin giderek artması üzerine toplumsal bir değişmenin hem öncüsü, hem de sonuçları olmuşlardır.
Sosyal sınıfların bir sosyal tabakalaşma demek olmadığı; tam da aksine sos-yal sınıfların herhangi bir sosyal tabakalaşma tarzı olduğunu söylemek çok daha tutarlı olacaktır. Başka bir ifadeyle sosyal tabakalaşmayı genel bir ifade olarak alırsak sosyal sınıf kavramının bu şemsiye altında varolduğu söylenebilir.
Modern dönemlerde sosyal sınıfların etkisinin bir hayli fazla olduğu; Fakat yeni yüzyılda sosyal sınıfların öneminin giderek azaldığını ifade eden bir yaklaşıma katılmak pek mümkün görülmemektedir. Çünkü yüzyılımızda sosyal sınıflar hala etkindir, fakat bilimsel çalışmalara bağlı olarak gerçekleştirilen saha araştırmalarında sosyal tabakalaşmaların daha somut ve belirlenebilir olması nedeniyle sosyal tabakalaşmalara ağırlık verilmiştir.
Translation - Bulgarian СОЦИАЛНИТЕ КЛАСИ КАТО ЕДНО МОДЕРНО ЯВЛЕНИЕ
Шакир Бербер*
УВОД
Класата се състои от йерархическите различия, съществуващи между индивидите или групите в дадено общество. Терминът „социална класа” обикновено се използва като синоним на термина „класа”. В същото време класата има значение и на определена позиция в една система от класи или система от социално групиране. Системите от класи и социалното групиране имат значително място в обществената структура.
Социалните класи и социалните групирания са изиграли една от най-влиятелните роли при оформянето на обществата и обществените структури в историята. Един от начините за най-доброто изследване на социалните класи и социалните групирания е извършването на анализ на социалната структура. Защото социалните класи и социалните групирания се приемат като една от частите на социалната структура. Групирането е разделянето на обществото в човешките слоеве, които притежават нееднакви социални влияния и възможности за живот. Във всяко ниво хората притежават социални статуси, дадени по различен начин от три величини на групиране. Тези величини можем да ги изброим като богатство, сила и престиж.
Доц. Д-р, преподавател в Образователен факултет към Университета С.
От миналото до днес термините като социални класи и социално групиране са възприемани като че ли съответстват на една и съща реалност. Можа да се каже, че това схващане продължава до индустриализацията, или с други думи до модерните времена. Защото, заедно с индустриализацията, социалните класи са възникнали различно от всички видове социални групирания в историята. Заедно с преминаването от селска структура в градска, обществените ценности излизат от съседството и роднинството, и започват да действат ценности като социална класа, начин на потребление, местоживеене, доходи, професия и др.
Може да се каже че има две причини за разграничаването на социалните класи от социалните групирания и влиянието на социалните класи върху модерните дни. Първата от тези причини е универсална, а другата е от местен характер. Под универсалност се има предвид, превръщането на професиите с една област на дейност в независими такива, паралелно с работната част и специализирането в целия свят, а що е отнася до местния характер – социокултурната структура, характерна на всяко общество. Може да се твърди, че социалните класи са по-икономични и с културна основа спрямо социалните групирания.
Социална структура и видове групирания в слоеве
Социалното групиране се е превърнала в основен интерес на всички социологически проучвания, защото социалното групиране е едно от величините на социалната структура. Ясен факт е, че групирането съществува от миналото до днешни дни във всички общества. Защото в основата на обществата има наслояване. Вярно е, че това наслояване причинява разделянето на обществото на две, в общи линии на управляващо и управлявано. Но също така е вярно, че групирането не може да се сведе до явлението, че обществото се разделя на управляващо и управлявано. Защото общо взето в различни общества са се случвали различни видове групирания. А това е възникнало във връзка със собствената структура на всяко общество или обществен етап.
Възникването на социалната структура е коренно различно от конкретните физически структури, построени ръчно от човека. Най-основната разлика между социалната структура и другите структури е това, че сравнено с второто, елементите, образуващи първото, имат повече значения от елементите. Различно от другите структури, изучаването на съдържанието на социалната структура е доста, но не е невъзможно. Най-добрия начин за изучаване на социалната структура е образуването на един модел. Знаем, че моделът, който ще изберем, няма напълно да покрие социалната структура. Съдържанието на този наш модел, е разделянето социалната структура на части, без да загуби целостта й, изучаването му и свързването на изучаваните части с цялото. Преди да се поясни споменатия модел трябва да се разгледат различните подходи, разглеждащи социалната структура.
Според функционалистите на структурата, структурата е образувана от четири елемента. Има нужда от общество, което ще живее обективната и външната реалност върху средата и ще го запази живо в сферата на нормите. Втория елемент се наричат актьори. Основният фактор, осигуряващ появата на социалната структура, е оформянето на статуси. Защото превръщането в статуси е едно структуриране, в който се образува групиране и средите с привилегии се намират в по-горни позиции. Заедно с четвъртия и последен елемент на социалната структура – организацията, гореспоменатото наслояване започва да се задълбочава още повече. Защото тези, които имат право за организация, са тези, които имат привилегии по един или друг начин в етапите на образуването на обществени положения. Благодарение на тези придобити привилегии те достигат до определена позиция в обществото и по този начин те придобиват сила, престиж, позиция, длъжност, ранг, статус, власт. Но частите на социалната структура не са независими една от друга. Споменатите елементи работят свързани един с друг и осигуряват идването на социалната структура в тялото. Но Радклиф-Браун споменават социалната структура, твърдейки, че тя е свързана с индивида, но е сфера на реалност, която се развива извън инициативата на индивида. Един друг подход към социалната структура е и на Билгисевен, съгласно който социалната структура е разделена на категории във вид на физико-културно, социално групиране, социални взаимоотношения. От пръв поглед този подход прилича на начина на разглеждане на функционалистите на структурата, които разгледахме по-горе. Но за разлика от тях, той е по-обширен от гледна точка на това, че при образуването на социалната структура, не пренебрегва приносите на индивидите, групите, учрежденията и организациите. Освен това, в своите анализи за социалната структура Курткан отделя най-голямо значение на елемента социално групиране.
Социалните взаимоотношения, които са третият елемент, би трябвало да бъдат най-основната точка, чрез която то се разделя от функционалистите на структурата. Защото структурният функционализъм има предвид индивида и индивидуалната инициатива, като държи на преден план обективната-външната действителност.
Когато погледнем съдържанието на социалната структура, първо виждаме неговите елементи. Няма съмнение, че един от тези елементи е социално групиране. Но може да се каже, че проучванията върху социалната структура не биха могли да бъдат логични, без да се вземе предвид социалната структура, нейното съдържание, функционалност или без да се обърне необходимото внимание.
Ако разглеждаме явлението социално групиране ограничено до управляващата сфера в политически аспект, това би ни попречило да уловим социологическата перспектива. Заедно с това, трябва да се разглежда и като свързано с човека от улицата, т.е. с обществените маси. Далече от отразяването на истинския подход е мисленето, че тъй като искат европейските политически избраници, структурата на stand-а минава в социално групиране от вида на социалните класове. Защото социалните промени в Европа е причинила на споменатото социално групиране да се превърне в социална класа. Социалното групиране е свързано със социалното различие. Социалното различие е процес, в който дадено общество се специализира. От много древни времена хората са видели, че разделянето на функциите поражда по-голяма социална продуктивност. Във всяко общество статусите и ролите вземат различни форми. Това положение показва, че хората се разделят вътре в социалната структура и разнообразните статуси благодарение на ролите запълват вътрешността. Въпреки промяната на статусите, образуващи социалната структура, те се подреждат йерархично в себе си. Социалното различие е начална точка за социално редуване. Когато се среща със социалното групиране, тогава се появява социално различие. Социалната различие е фактор, който трябва да се знае, за да се разбере социалното групиране.
Когато се изучават видовете наслоявания от миналото до днес ще се види, че споменатите видове наслоявания не са независими от социалните структури на тези общества. В тези социални структури, заедно със социалното групиране пред нас се появяват социалното различие и социалните класи. Историческото развитие на групирането е важно за по-доброто разбиране на тези фактори. Ще можем да разглеждаме видовете наслоявания като каста, stand и социални класи, както се използват в проучванията на групирането.
В Индия това твърдо групиране се определя повече с с характеристики, които са приписвани по рождение. С други думи кастите се различават доста от социалните класи в модерните времена. В социалното групиране от вида на кастата има приписвани по рождение статуси, малко пропускливост, малко раздвижване.
Социалното групиране от вида stand заема място между другите два вида социални групирания – каста и социална класа. Въпреки че относно съдържанието на социалното групиране от вида stand съществуват много подходи, ние можем да го разделим на три части.
Основно тези, които придобиват тези привилегии са управляващите избраници, а другите са тези, които нямат никакви привилегии. Първите две от тези са духовниците и благородниците, а за третото може да се приемат селяните. Духовниците и благородниците, като управляваща част, имали влияние години наред в обществената структура на Европа. Може да се каже, че при духовниците има повече социално раздвижване, отколкото при благородниците. Докато благородниците имат твърда йерархия в себе си съгласно критериите за сила, престиж, власт, икономическо превъзходство, позиция, статус, при духовниците пък йерархията е малко по-мека. В горепосочените примери е фокусирано върху опитите за групиране на съществуващите класи, както и техните посоки.
Кемерлиоглу споменава за един ново-оформящ се стенд, който привлича внимание през последните етапи на феодалното общество, а името на стенда е търговци и занаятчии. Този стенд се появява пред нас като един от най-важните фактори, осигуряващ преминаване към едно социално групиране от вида на социалната класа. През феодалните периоди този стенд като организация на еснафската лонджа е взела върху себе си мероприятията на определени групи. Но с намаляването на активността на феодализма стегнатите структури на тези групи оставили местата си на по-толерантни структури.
„През периода, когато този стенд се е развивал и разширявал, реда на феодалното групиране е доста намаляло и превърнал начините на социално групиране в историята в по-гъвкави. Защото този стенд образува ядрото на буржоазната класа, която има най-голям дял в развързването и насочването на тази система към премахване.”
Социолозите определят социалната класа като дадена група или категория, които споделят почти същото богатство, статус и сила. Тези класи са регулирани в определен ред отгоре надолу и са образували системата на социалното групиране.
В тази система мястото на индивида е важно, защото реда на социалното групиране, определят как живеят хората и как се възприемат от другите. Понятието социална класа е била оспорвана подробно от някои теоретици, един от които е Карл Маркс.
Маркс казва, че хората се разделят на социални класи съгласно основата на връзката им с доходите от продукция. Тези доходи са земя, богатство и други конкретни неща. Хората, които притежават такива доходи и ги контролират, имат тенденцията да монополизират произведената стойност. Във феодализма тези производствени доходи бяха в ръцете на дерибеите и се контролираха от тях. Селяните работеха и живееха в определени места.
С течение на времето тази система причини възхода на капитализма и индустриализацията. Членовете на обществото от по-долните нива, за да могат да живеят, продадоха труда си на подходяща цена на собствениците на фабриките. Според Маркс, за да се разберат динамиките на обществото, трябва да се види участието на експлоатацията в класовата структура.
Нивото на достигане до услугите и вещите определяше класовото състояние на човека. Класовата структура беше образувана от две групи, едната от които имаше производствени доходи, а другата – не. Всъщност това, което Маркс разискваше, беше фактът, че индивидите влизат в конфликт с друга класа, за да образуват класа. Социалните класи са вид социално групиране, което се е развило от миналото до днес и достигнало до връхната си точка през 20 век. Социалната класа е една от понятията, които са много трудни за ясно разглеждане и дефиниране. От гледна точка на взаимовръзката на членовете й един с друг по поведение, тя може да се разглежда от части като група, а от гледна точка на бъркотия в пространството тя може да се приеме като категория. Но не се разглеждат нито като абсолютна категория, нито абсолютна група.
Социалните класи се появяват пред нас като един вид социално групиране на модерните дни. Тъй като това, поради объркаността на социалния феномен в реалността, той е много сложен, почти е невъзможно да се разглежда като независимо от социалното групиране. Защото най-важната разлика на социалните класи от другите видове социални групирания е това, че не се отделят от стриктните линии вътре в себе си, както и че, не представляват цялост вътре в себе си. Въпреки, че социалните класи като структура вътре в обществата показват различия в основата си те имат общи характеристики.
Имайки предвид тези характеристики може да се образува една основна класова структура. Може да се каже, че в тази структура има пет броя класи.
1) Горна класа: Това обхваща семейства, които притежават огромно богатство и авторитет. Това са стари семейства с корени и имат големи компании и недвижими имоти.
2) Съединена класа: тази класа се образува от хора, които имат голяма бюрократична сила в големи компании или в държавните редици. По принцип те не са собственици на компаниите. Тези хора са или управители, или членове на управителните съвети. С увеличението на съединената класа в горната класа се забелязва намаление.
3) Средна класа: Това е класата, в която хората са имат относително по-малко имоти, но поради работата си имат по-високи доходи, престиж и авторитет. Средната класа се разделя на две: горна средна и долна средна.
4) Работническа класа: Нямат никакви имоти или имат, но малко. Тяхната работа им носи или доходи от средни долно равнище и престиж, или не дава нито едно от тях. Работническата класа е формирана от индивидите, използващи силата на ръцете си.
5) Долна класа: Това е класата, която няма никакви имоти, работа и доходи. Нямат авторитет и престиж. С други думи те са „бедните”.
Заключение
Забелязва се, че социалните класи проявяват коренни различия от много видове социални групирания през историята. Защото социалните класи са били и пионери, и резултати на обществената промяна поради постоянното нарастване на критериите като универсалност, локалност.
Ще бъде по логична ако се каже, че социалните класи не са едно социално групиране, а напротив, социалните класи са някакъв вид социално групиране. С други думи приемем социалното групиране като общо твърдение, може да се каже, че понятието за социална класа съществува в рамките на това твърдение.
В модерните дни се забелязва, че влиянието на социалните класи е голямо. Не е възможно да се приема становището, че през новия век влиянието на социалните класи ще намалее. Защото в нашия век социалните класи все още са активни, но в проучванията на областите, извършени в рамките на научни изследвания, поради това, че социалните групирания са по-конкретни и определяеми, на тях е отделено повече внимание.
More
Less
Experience
Years of experience: 20. Registered at ProZ.com: Nov 2009.
1. Заклет преводач. Собственик и мениджър на "Севги къмпани" ООД- лицезирана преводаческа агенция
2. Магистърска степен, "Турски език", ШУ "Епископ Константин Преславски" (втора специалност)
3. Специлизация в Турция, Истанбул
III. Ангийски език (ниво на владеене):
1. Собственик и мениджър на "Севги къмпани" ООД- лицезирана преводаческа агенция
IV. Арабски език (ниво на владеене):
1. Собственик и мениджър на "Севги къмпани" ООД- лицезирана преводаческа агенция
About me:
My name is Gunan Mustan and I am a Bulgarian native speaker translator with a Master's Degree from a Shumen University in Bulgaria., as well as 5 years of full-time experience as a freelance certified translator and proofreader Turkish - Bulgarian and Bulgarian - Turkish with specialization in the fields of Commerce/Business, Legal, IT, Technical and Medical.
In addition, I have also specialized in Turkey-Istanbul.
I am a sworn/certified translator by the Bulgarian Ministry of Foreign Affairs, which is the highest certification body for translators in Bulgaria.
I accept payment by bank transfer, moneybookers and PayPal.
In my work I am strict, professional and competent.
If you want more information about me or my professional experience/specialization, you are welcome to contact me.